Ne parmaklarım yetti saymaya, ne kalbim dayandı resimlerini görmeye.
Ne fark eder ki zaten, Ar’ı çatlamış toprağa düşen çığlıkların adı. Ayşe olur, Eylül olur, Leyla olur, Fatma olur. Olur, da olur. Anaların yüreği kor olur, babaların sırtına hançer olur.
Kimi henüz 1 yaşında bile değil, kimi beş yaşında, kimi 7.Kimi düğüne gider, kimi kapının önünde oyun oynar, kimi bakkala ekmek almaya gider. Bir hayvanın bir anlık zevki için can vermeye gider.
Sonrası mı?
Sonrası bir metrelik çukur, bir avuç toprak. Ama yeri göğü zapt eden bir ağıt, cehennem ateşlerinden öte ciğerlere düşen devasa bir yangın, Azrail’in bile sebep olmaya utandığı ölümden beter ölüm.
Bu satırları yazarken bile tüylerim diken diken oluyor, o sabilerin ırzına geçirilip öldürüldükleri anlar aklıma geldikçe kanım çekiliyor sanki. Hele empati yapınca, aklımın bedenimden uçup gittiğini hissediyorum. Henüz torunum yok ama olduğu zaman artık İLERİ DÜZEYDE BİR PARANOYAK’ım ben.
Çözüm nedir. Ne yapalım?
Bütün kadınları kısırlaştırıp, soyumuzu mu kurutalım.
Dışarısı çok tehlikeli deyip, kız çocuklarını eve hapsedip, dışarıya çıkışlarına engel mi olalım, Mesela zincirle odanın kapısına mı bağlayalım. Güneş yüzü göstermeyelim mi, Hatta yahu ne gereği var, okumasınlar, evde otursunlar koca mı beklesinler diyelim. Sahi ne yapalım?
Bu insanlığın şalterini indirenlerin ipini çekmeyi ne bekliyorsunuz?. Ne hadım, ne idam yetmez. Bin kere, yüz bin kere ölmeliler. Analarını içine düşürdükleri acı kadar ölmeliler, babalarını yaktıkları alevler kadar ölmeliler. Görecek gün varken, o bebelere göstermedikleri gün, yaşatmadıkları ömür ,aldırmadıkları nefes kadar ölmeliler.. Yüreğimiz soğuyana kadar, gönül rahatlığıyla mezarlarının başına gidip,’ huzur içinde uyuyun, kanınız yerde kalmadı’ diyecek kadar ölmeliler.
Daha fazla yazamayacağım, aksi takdirde pencereyi açıp, avazım çıktığı kadar SOYUNUZ KURUSUN diye bağırasım geliyor.
BİR DARAĞACI ÇİZ
Sus’ma diyoruz da
Kon’uşunca ne oluyor
Ar’sıza AR mı kon’uyor
Namusuza müebbetlik kelepçesi mi vuruluyor
Geç sen boş lakırdıları çocuk
Al eline bembeyaz bir kağıt
Bir tecavüz haritası çiz oraya
Çıkar güneşi içinden
Karanlığa gömülsün şalteri indirilen insanlık
Sonra bir darağacı yap tam ortasına
As arsızları dallarına
Sallansın ne kadar insan görüntüsünde hayvan varsa
Belki bu resim ibret olur
Çığırtkanlık yapıp
Hiç bir şey yapmayanlara