Dünyaca bilenen, tanınan ve kabul edilen Adana Şalgamı için son yıllarda çevre iller yavaş yavaş hamleler yapmaya başlamıştı.
Hatta Osmaniye ve Tarsus, şalgama Adana’dan daha fazla sahip çıkmaya başlamışlardı. Tarsus kendisinin şalgamın vatanı, Osmaniye ise şalgamın başkenti ilan etmeye çalışıyordu. Tarsus ve Osmaniye’de şalgam yapsın, üretsin ve hatta ticaretini yapsın. Çok büyük bir mesele değil, sonuçta Adana’ya sınırları bulunuyor. Hatta Osmaniye, yakın bir tarihe kadar Adana’nın bir ilçesiydi.
Şalgamı kimin yaptığı ve yapacağı çok büyük mesele olmadı. Çünkü bu yerli içecek tüm dünyada Adana Şalgamı olarak tanınıyor ve biliniyor. Bu nedenle diğer iller bu konuda çok büyük hamleler yapmaktan geri durdu.
Fakat şu da bir gerçek ki, son yıllarda Adana Şalgamı’nın tadı, lezzeti bozulmuştu. Ama artık şalgam için umutluyum. Çünkü artık tescillendi ve artık bu belgeleri alan kişilerin, belirlenen standartlara göre şalgam üretmesi gerekiyor. Tabi ki, standardına göre üretilen şalgamın lezzeti bir başka…
Merdiven altı üretilen şalgamların piyasadan çekilmesi ile birlikte kalitenin çok daha üst seviyelere ulaşacağını düşünüyorum. Bilenler bilir, şalgamın tahta fıçılarda mayalanması ve dinlendirilmesi gerekiyor. Tahta ve cam malzemenin dışında, metal ve plastikler şalgamın lezzetini ve kalitesini bozuyor. Bu nedenle tahta fıçılarda üretilen şalgamın, cam bardaklarda tüketilmesi gerekiyor. Bunlar çok küçük detaylarda olsa da bu lezzetin bozulmadan diğer kuşaklar aktarılması noktasında önemli hususlar olduğunu düşünüyorum.
Diğer taraftan başka illere gönderilen veya eve alınan şalgamlarında artık plastik bidonlardan çıkması gerektiğini düşünüyorum. Tahta fıçılarda mayalanan şalgamın ya tahta yada cam şişelerle satılması gerektiğinin altını ısrarla çizmek isterim.
Tabi bu işin bir de ticari boyutu var. Eğer şalgamın ne kadar sağlıklı olduğunu tüm dünyaya gerektiği kadar anlatabilirsek o zaman bu işten Adana para kazanmaya başlar. Gazlı içecekleri insanlar serinlemek için tüketiyor, aynı etkiye soğuk içildiğinde şalgam sahip… Ayrıca gazlı içecekler insan vücuduna zarar verirken, şalgam fayda veriyor.
Bugün şalgamın saymakla bitmeyen faydası var. İşte bunu dünyaya anlatmak gerekiyor. Bugün dünya korona karşısında sınav veriyor. Şalgamın ise en bilinen faydaları arasında bağışıklık sistemini daha da güçlendirmesi yer alıyor. Bu lezzet ve şifa deposundan neden tüm dünya yararlanmasın ve bu işten Adana neden para kazanmasın?
Bu noktada şalgamın sadece tescillenmesi, coğrafi işaret alması yetmez. Bunun tanıtılması ve pazarlanması gerekiyor. Tescillenmenin en önemli ayrıntısı artık merdiven altı şalgam üreticilerinin işlerinin zorlaşması olacaktır. Artık şalgamları belgelerine göre iyi ayırmak mümkün olacak. Artık tüketici Adana Şalgamı mı, yoksa sadece şalgam mı tükettiğini çok kolay bir şekilde ayırt edebilecektir. İşte bu nedenledir ki, Adanalıların da artık orijinal şalgam üretenleri desteklemesi, sıradan yada ‘ev şalgamı’ adı altında standartlara uygun olmayan şalgam üretenleri de uyarması gerektiğine inanıyorum.
Daha önceleri Adana Kebabı da tescillenmişti. Yurt dışından ve içinden binlerce insan Adana’ya gelerek kebabın nasıl yapıldığını öğrenmişti. Ancak şalgam, kebap gibi değil… Adana’dan kebap üretip aynı lezzette dünya pazarında satmak mümkün değil, fakat Adana Şalgamı’nı dünyanın dört bir yanına ulaştırmak mümkün. Yani eğer Adana bu işin üstüne düşerse, şalgam işinden çok ekmek yer. Standartlara uygun üretilip, taze şalgamı lezzetine varanların bu lezzetin peşini kolay kolay bırakacağını düşünmüyorum.
Şunu kimse unutmasın market raflarında 1 yıl bekleyen, 1 ay bekleyen şalgam şalgam değildir. Tüketime hazır hale gelen şalgamın en fazla 1 hafta içinde tüketilmesi gerekiyor.