Her gün onlarca güzelliklerin yaşandığı Adana’da yine skandallar ile gündemdeyiz. Skandalın adı ‘Dudak Silikonu’…
Kendisini doktor olarak tanıttığı iddia edilen bu kişinin yaptığı silikon operasyonları ile ilgili yaşanan skandallara her gün bir yenisi daha ekleniyor. Onun adı da ‘İnşaat silikonu’…
Ben ilk öncesi bunun estetik piyasasında teknik bir isim olduğunu düşünmüştüm. Sonra uzmanlara birde kulak verdim ki; aman Allah’ım gerçekten insanlara bildiğimiz inşaat silikonlarını enjekte ediyorlarmış. Bu nasıl olur dedim, önce inanmak istemedim. Ama maalesef gerçek böyleymiş.
Hatta bir enjektöre ne girebiliyorsa, yani enjektör sıvı olarak nelere çekebiliyorsa bunların hepsi güzelleşmek isteyen kişilere dolgu malzemesi olabiliyormuş. Ancak bu tür malzemelere insan vücudu reaksiyon gösterebiliyormuş. Her vücut olmasa da pek çok insanın vücudu, insan sağlığı için tehlikeli olan bu gibi maddelere karşı reaksiyon gösterebiliyormuş.
Bu gibi vakalara son zamanlarda çok fazla rastlanıyormuş ama bunların hepsi basına ve kamuoyuna yansımıyormuş. İnsanları düştükleri bu durumdan sessiz sedasız kurtulmanın yollarını arıyormuş. Ama bazı kişilerde yaşadıkları olayların izleri kalabiliyormuş.
Ama daha korkunç olanı, gözünü para hırsı bürümüş kişilerin insan sağlığını tehlikeye sokması… İnşaat silikonu olarak kullanılan malzemeler bir insana nasıl enjekte edilebilir? Bunu bir insan başka bir insana nasıl yapabilir? Bu nasıl bir vahşettir? Aklım bir türlü almıyor…
Aslında sadece inşaat silikonu değil, akla hayale gelmeyen pek çok maddeyi kendisini doktor olarak tanıtan kişiler insanlara dolgu malzemesi olarak enjekte etmiş. Ve bunun karşılığında da para kazanmışlar.
İnsanlar pazara gidip domates alırken bile seçici davranıyor. Piyasa araştırması yapıyor ve en kaliteli domatesi 3-5 kuruş ucuza alabileceği yeri arıyor. İşte benim anlamadığımı noktalardan bir tanesi de bu… Günümüzde dudak dolgusu ortalama bin 500 TL’ye yapılırken, bunu 200-300 TL’ye yapan yerlerin sorgulanması gerekmiyor mu? Hani hep yaparız ya, ucuz bir şey bulduğumuz zaman; “Acaba malzemeden mi çalmış?” diye… İşte dolgu yaparak güzelleşmek isteyenlerin bunu kendisine sorması gerekmiyor mu?
Marka kıyafetler, marka telefonlar ve marka aksesuar kullanarak güzelleştiklerini düşünen kişilerin, marka dolgu malzemesi yaptırması gerekmiyor mu? Artık soruma dolaylı yönlerden cevap gelmeye başladı. Artık uzmanlar, “Yapan kadar, yaptıran da kabahatlidir” şeklinde konuşmaya başladı. İşte en doğrusu budur. En küçük hastalığımızda bile en iyi doktoru araştıran bir toplum olarak, bu kadar önemli ve bu kadar ciddi bir meselede neden insanlar ne olduğunu bilmediği, ne malzemesi kullandığını anlamadığı insanlara neden kendisini teslim edilir ki? Hiç anlayamıyorum…
İlk başta alan memnun, satan memnun olurken, bir anda şartlar değişiyor ve Adana gündeme geliyor. Artık insanlar Adana’da yaşanan pek çok olaya şaşırmıyor. Bu nedenle olan Adana’ya oluyor. Bu gibi olaylar nedeniyle, Adana’nın imajı yerle bir oluyor. İnsanlar Adana’yı olaylar şehri olarak biliyor artık…
Bu noktada kamu kurum ve kuruluşu temsilcilerine daha büyük ve önemli işler düştüğüne inanıyorum. Şöyle ki; yaşanan her olayda, her konuda ilgili kamu yetkilisi en sağlıklı bilgiyi aktararak, yapacağı basın toplantısı ile insanların Adana’yı kötü tanımalarının önüne geçebilirler. Ama maalesef yaşanan her olayda meydan medyaya kalıyor. Yaşanan olayla ilgili herkes farklı senaryo ve bilgiler aktararak insanların kafasını daha da karıştırıyor.
Bu nedenle herkesin kendi sorumluluk alanında yaşanan olaylarla ilgili bilgiye ulaşması, emniyete bildirilmesi gerekiyor.
Aksi taktirde Adana’da bu tür vakalar bitmez, bu tür vakalar da Adana’nın imajını yerlerde sürümeye devam eder, gider.